Bankalar iflas edebilir, para
piyasaları çökebilir, borsa brokerleri, patronlar ekranlarda servetlerin
eridiğini görebilir, Euro büyük bir çöküşün eşiğine gelebilir, Tüccarlar halen
mallarını satarken ounce u binlerce dolar eden altına bağlı kalabilir.
Ancaak…, hala parayı yiyeceklerin yerine
yiyemezsiniz öyle değil mi? Yoksa yer misiniz?
1920 lere kadar göçebeler ve Orta
Asyadaki tüccarlar servetlerini tablet haline getirilmiş çay olarak bir yerden
bir yere naklederlerdi. Şu bir gerçektir ki cebiniz ne kadar çok altın gümüş
bozuk para alırsa alsın buz gibi donmuş yüksek dağ geçitlerinde, steplerde
açlıktan ölmenizi engelleyemez. Diğer yandan paha biçilemez çay tabletleri gerektiğinde
kolaylıkla ufak parçalara bölünüp para olarak kullanılabilir ve sırasında
demlenip içilebilir, tereyağ ve tuzla karıştırılıp oldukça besleyici hale
dönüştürülüp yenebilir.
Tablet halde çay eskiden sadece
Çinde üretilmekteyse de bugün artık Gürcistan’da dahi üretilmektedir. Pu’er çayının
bu şekilde sunulması olağandır. Çay
yaprakları buharla tablet halinde veya küçük biskuit boyutlarında preslenirler.
Bu şekilde taşınmaları gevşek yapraklar halinde taşınmalarından daha kolay
olur. Presleme işlemi esnasında tabletler özel bir reçine içine daldırıldıktan
sonra tablet yüzlerine özel amblemler de basılabilmektedir. Bu tabletlerden çay
yapılırken once öğütlüp toz haline getirilir.
Çin’e Ming Hanedanı gelmeden önce
dahi çay tabletleri bu ülkenin ana ihracat malzemesiydi. O devirlerde Çin
ordusu kuvvetli at sıkıntısı çekiyordu oysa Orta Asya’daki göçerlerin elinde
bol miktarda at vardı, ancak beslenmeleri için de onlar da vitamin eksikliği
çekiyorlardı. Her iki tarafın da sıkıntısını gidermek için bir çay ve at
komisyonu kuruldu. Bu komisyonun etkisi asırlar boyunca devam etti.
Çayın tablet haline getirilmesi
aylar yıllar süren İpek Yolu seyahatlarinde kolaylık oldu. Çay yaprakları
tabiat şartlarına daha fazla dayandı, at ve develere yüklenmesi daha kolay
oldu. Bugün arkeolojik kazılarda çıkarılan çay tabletlerinin halen mükemmel
içilebilir nitelikte olduğu gözlemlenmiştir.
Tablet haldeki çay iki şekilde
tüketilir. İçecek olarak ve yiyecek olarak. İçecek olarak kullanılacaksa
tabletten küçük bir parça koparılır tadının ve kokusunun oluşması için ve de
üzerinde küf oluşmuşsa temizlenmesi için ateş üzerinde hafifçe kurutulur ve toz
haline getirmek için öğütülür. Bundan sonra sıcak suya atılıp demlenmesi
beklenir. Bu şekilde yapılan çaya süt veya şeker atılmaz.
Çay,
gıda maddesi, yemek için tüketilecekse, yapılacak iş biraz daha karmaşık
olup katkı maddeleri gerekir. Büyük bir parça çay tuzlu suda geceden
kaynatılır. Elde edilen sıvı sebze çorbası kıvamındadır. Alışılagelmiş bölgesel
lezzetlere bağlı olarak çay, tereyağ veya krema (Günümüzde Tibet’de halen bu
işlem uygulanır) veya malt unu ile karıştırılır. Karışım kıvamlı çorba şeklinde
içilir ( Orta Asya ve Moğolistan’da
olduğu gibi) veya daha fazla tahıl ilave edilerek hamur haline getirilir ve ufak
toplar haline dönüştürülür. Bu şekilde kullanımı halen Japonya’da bazı
bölgelerde uygulanmaktadır.
Çay tabletleri Çin’de, Moğolistan’da
ve Orta Asya’da ve hatta Rusya’nın ücra köşelerinde çok popüler olup para olarak da
kullanılmaktaydı. Bu gelenek Sibirya’da bazı bölgelerde 1920-30 lara kadar
devam etmiştir. Çayın değerini sadece tabletin büyüklüğü değil kalitesi de
belirlemektedir. Sichuan eyaletinde beş farklı kalite üretilmekte ve Tibet’e
ihraç edilmektedir. En çok bilineni Tibet’de sekiz gümüş paraya eşdeğer olan
üçüncü kalite çay olan brgyad pa dır.
II. Dünya Savaşından sonra
demiryolu, karayolu ve denizyolu taşımacılığının gelişmesiyle tablet çayın
popülaritesi azaldı. Çay sadece Hindistan ve Çin’de üretilmekle kalmayıp
Afrika’da dahi üretilmeye başlandı, fiyatı düştü. Kağıt para çayın yerini aldı
ama hiçbir zaman akşam yemeğinin yerini alamadı.
Kaynak: Asian Geographic 3/2012
Çeviren: Işık Tansal