8 Haziran 2012 Cuma

YENİLEBİLİR ZENGİNLİK- BİR ÇAYIN HİKAYESİ


Bankalar iflas edebilir, para piyasaları çökebilir, borsa brokerleri, patronlar ekranlarda servetlerin eridiğini görebilir, Euro büyük bir çöküşün eşiğine gelebilir, Tüccarlar halen mallarını satarken ounce u binlerce dolar eden altına bağlı kalabilir. Ancaak…,  hala parayı yiyeceklerin yerine yiyemezsiniz öyle değil mi? Yoksa yer misiniz?
1920 lere kadar göçebeler ve Orta Asyadaki tüccarlar servetlerini tablet haline getirilmiş çay olarak bir yerden bir yere naklederlerdi. Şu bir gerçektir ki cebiniz ne kadar çok altın gümüş bozuk para alırsa alsın buz gibi donmuş yüksek dağ geçitlerinde, steplerde açlıktan ölmenizi engelleyemez. Diğer yandan paha biçilemez çay tabletleri gerektiğinde kolaylıkla ufak parçalara bölünüp para olarak kullanılabilir ve sırasında demlenip içilebilir, tereyağ ve tuzla karıştırılıp oldukça besleyici hale dönüştürülüp yenebilir.
Tablet halde çay eskiden sadece Çinde üretilmekteyse de bugün artık Gürcistan’da dahi üretilmektedir. Pu’er çayının bu şekilde sunulması olağandır.  Çay yaprakları buharla tablet halinde veya küçük biskuit boyutlarında preslenirler. Bu şekilde taşınmaları gevşek yapraklar halinde taşınmalarından daha kolay olur. Presleme işlemi esnasında tabletler özel bir reçine içine daldırıldıktan sonra tablet yüzlerine özel amblemler de basılabilmektedir. Bu tabletlerden çay yapılırken once öğütlüp toz haline getirilir.
Çin’e Ming Hanedanı gelmeden önce dahi çay tabletleri bu ülkenin ana ihracat malzemesiydi. O devirlerde Çin ordusu kuvvetli at sıkıntısı çekiyordu oysa Orta Asya’daki göçerlerin elinde bol miktarda at vardı, ancak beslenmeleri için de onlar da vitamin eksikliği çekiyorlardı. Her iki tarafın da sıkıntısını gidermek için bir çay ve at komisyonu kuruldu. Bu komisyonun etkisi asırlar boyunca devam etti.
Çayın tablet haline getirilmesi aylar yıllar süren İpek Yolu seyahatlarinde kolaylık oldu. Çay yaprakları tabiat şartlarına daha fazla dayandı, at ve develere yüklenmesi daha kolay oldu. Bugün arkeolojik kazılarda çıkarılan çay tabletlerinin halen mükemmel içilebilir nitelikte olduğu gözlemlenmiştir.
Tablet haldeki çay iki şekilde tüketilir. İçecek olarak ve yiyecek olarak. İçecek olarak kullanılacaksa tabletten küçük bir parça koparılır tadının ve kokusunun oluşması için ve de üzerinde küf oluşmuşsa temizlenmesi için ateş üzerinde hafifçe kurutulur ve toz haline getirmek için öğütülür. Bundan sonra sıcak suya atılıp demlenmesi beklenir. Bu şekilde yapılan çaya süt veya şeker atılmaz.
Çay,  gıda maddesi, yemek için tüketilecekse, yapılacak iş biraz daha karmaşık olup katkı maddeleri gerekir. Büyük bir parça çay tuzlu suda geceden kaynatılır. Elde edilen sıvı sebze çorbası kıvamındadır. Alışılagelmiş bölgesel lezzetlere bağlı olarak çay, tereyağ veya krema (Günümüzde Tibet’de halen bu işlem uygulanır) veya malt unu ile karıştırılır. Karışım kıvamlı çorba şeklinde içilir ( Orta Asya ve Moğolistan’da olduğu gibi) veya daha fazla tahıl ilave edilerek hamur haline getirilir ve ufak toplar haline dönüştürülür. Bu şekilde kullanımı halen Japonya’da bazı bölgelerde uygulanmaktadır.
Çay tabletleri Çin’de, Moğolistan’da ve Orta Asya’da ve hatta Rusya’nın ücra köşelerinde  çok popüler olup para olarak da kullanılmaktaydı. Bu gelenek Sibirya’da bazı bölgelerde 1920-30 lara kadar devam etmiştir. Çayın değerini sadece tabletin büyüklüğü değil kalitesi de belirlemektedir. Sichuan eyaletinde beş farklı kalite üretilmekte ve Tibet’e ihraç edilmektedir. En çok bilineni Tibet’de sekiz gümüş paraya eşdeğer olan üçüncü kalite çay olan brgyad pa dır.
II. Dünya Savaşından sonra demiryolu, karayolu ve denizyolu taşımacılığının gelişmesiyle tablet çayın popülaritesi azaldı. Çay sadece Hindistan ve Çin’de üretilmekle kalmayıp Afrika’da dahi üretilmeye başlandı, fiyatı düştü. Kağıt para çayın yerini aldı ama hiçbir zaman akşam yemeğinin yerini alamadı.







Kaynak: Asian Geographic 3/2012
Çeviren: Işık Tansal